Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Türkiye Bankalar Birliği'nin 63. Genel Kurul Toplantısı'nda yaptığı konuşmada tartı almaya gittiği markette yaşadığı ilginç olayı anlattı.
"KOLAYCILIK ETİKETİ ÜZERİNE BASALIM YOK"
Yerli diye aldığı ürünün altına baktığını ve başka ülkede üretilip Türkiye'de yerli ürün diye pazarlandığını belirten Bakan Albayrak, "Türkiye'nin koca koca grupları dünyanın bir ucunda ürettiriyor, Türkiye'de yerli ürün gibi satıyor. Türkiye'nin bu manada bu teknolojinin çok çok üstünde teknolojik ürünleri üretecek bir kapasitesi varken bunu niye yapıyoruz? Yerli marka temsilcilerinin yüzlerine de söyledim. Türkiye'de üretim kapasitesi olan bu ürünlerin tamamını Türkiye'de üretmeniz lazım. Devlet olarak ne gerekiyorsa yapacağız. Kolaycılık, etiketi üzerine basalım yok" ifadelerini kullandı.
Bakan Albayrak'ın genel kuruldaki konuşmalarından satır başları:
"Koronavirüs kaynaklı olarak yılın ikinci çeyreğinde olumsuz görünüme rağmen Haziran ayından itibaren ekonomik yönden iyileşmeye yönelik pozitif sinyaller vermeye başladı. Türkiye'de genel anlamda karantina uygulanmaması ile birlikte normalleşme süreciyle ilgili adımların atılması pozitif sinyallerde etkili oldu. Haziran ayına ilişkin öncü rakamlar ekonomide iyileşmeye yönelik pozitif sinyaller vermeye başladı. Normalleşme dönemine en hazır, ekonomik açıdan en az etkilenmiş şekilde giren ülkelerden biri olduk.
"DÜŞÜK FAİZLİ KONUT KREDİSİNE BAŞVURU 133 BİNİ GEÇTİ"
Merkez Bankası'nın para politikası ve güçlü faiz indirimiyle birlikte kamu bankalarının düşük faizle verdiği kredilerle faiz oranları geriledi, kredi büyümesi güçlü seviyede devam etti. Kur etkisinden arındırılmış ticari krediler artış gösterdi. Şimdiden iyileşmenin pozitif yönde gözlemlendiği ortaya çıkıyor. Normalleşme sürecinin bu ay başında hız kazanmasıyla kamu bankalarımız öncülüğünde konut, taşıt, ihtiyaç kampanyalarıyla birlikte üzerinde çalışmakta olduğumuz yeni istihdam paketi ekonomiyi güçlü şekilde etkilemeye devam edecek. Düşük maliyetli konut kredisi bugüne kadar 133 bin başvuruyu geçti. 101 binin üzerinde 25 milyar liralık tahsis yapıldı.
"FIRSAT SUNACAK BİR RESİMLE KARŞI KARŞIYAYIZ"
Türkiye'nin bu süreçten V şeklinde çıkış yapmasını bekliyoruz. İktisadi toparlanmayı güçlü bir şekilde görmeye başlıyoruz yurt içi talepte ve beklentilerde şimdiden iyileşmenin pozitif yönde gözlemlenmeye başladığı ortaya çıkıyor. Haziran ayı ilk 21 günlük döneminde ihracatımız bir önceki yılın haziran ayına göre yüzde 24,6 artış gösterdi. Normalleşme dönemiyle birlikte pandemi döneminin açıklarını kapatmak için fırsat sunacak bir resimle karşı karşıyayız.
"BANKALAR YERLİ ÜRETİMİ DESTEKLEMELİ"
Bankacılık sektörümüz sağlıklı bir görünüme sahip. Bankacılık sektöründe kur riski söz konusu değil. Bu süreçte iki hedefimiz var, birincisi finansal istikrar ve güvenliğimizi güçlendirmek, ikincisi sağlam makroekonomik hedefler üzerine güçlü bir ekonomi inşa etmek. Bankacılık sektörünün de bazı eski alışkanlıklardan kurtularak kabuk değiştirmesi gerektiğini düşünüyorum. Bankacılık sektörü kaynakları daha çok yerli üretim ve ihracatın finansmanına, istihdam oluşturucu alanlara yönlendirmemiz lazım. Kaynaklarımızı en verimli nerede kullanılacaksa o alanlara yönlendirelim.Aldığınız kararlar sosyal, toplumsal refahı etkiliyor, bunun bilincinde olarak milli bir şuurla hareket etmenizi bekliyoruz. Enerji, maden, tarım, kimya, sağlık, turizm, lojistik vb. bir çok farklı sektörde yatırımcıları yönlendirecek şekilde uzman ekipler oluşturmamız lazım. Bankalar yerli üretimi desteklemeli. Türkiye'de üretim kapasitesi olan ürünleri Türkiye'de üretmemiz lazım. Krediyi sağladıktan sonra yatırımcıyı kendi haline bırakmamamız lazım. İthal ürünlerin ikamesine hizmet edecek yatırımlara finansman desteği sağlamamız lazım. Verilen kredilerin finansal istikrarı tehdit eden spekülatif faaliyetlerde kullanılmaması için titiz davranmamız lazım.
"TİCARİ KREDİLER VADESİNDEN ÖNCE ÇAĞRILMAMALI"
Devletimiz şu an itibarıyla cumhuriyet tarihinde görülmemiş seviyede bir piyasa gözetim kabiliyetine ulaştı. Merkez Bankası ve BDDK tarafından yapılan düzenlemeler etrafından dolaşmak için yapılan işlemler duyuyoruz, bunlardan kaçınmak lazım, düzenlemelerin ruhuna uygun hareket etmemiz lazım. Uzun vadeli müşteri ilişkilerine odaklanmak lazım, hassasiyetlerini dinleyerek bu salgın günlerinde kredi ödemelerinde kolaylık sağlamamız lazım. Ekonomik aktiviteye zarar vermeden bu süreci yönetmemiz lazım. Ticari krediler vadesinden önce geri çağrılmamalı. Yeniden yapılandırmaları hızlandırmamız lazım. Bir varlık yönetim şirketi çalışması yürüttüğünüzü benle paylaştınız, biliyorum, şeffaf bir model oltaya koyarsanız, biz de devlet olarak tüm desteği sağlarız."